Değerli dostlar,
Ülkemizin büyük sanatçısı, aydınlık yüzü, arkadaşımız Tarık Akan’ı şu günlerde ülkece yeniden anıyoruz.
Ülkesinin büyük bir sanatçısı olabilmek, kimi zaman kişisel hünerlere ve yeteneğe, kimi zaman da tarihsel ve toplumsal koşulların davetiyle gerçekleşir.
Tarık Akan sinema yoluyla ülkeyi ve dünyayı anlamanın ve anlatmanın derdine düştü. Yaşadığı çağın sanatçısı olmak böyle bütünlüklü bir eylemden geçiyordu.
Onun halkından ve ülkesinden yana militan sanatçı tavrı, el attığı, içinde olduğu her işte, her eylemde kendini gösterdi. Okul mu kurdu, en iyisini yapmak istedi, Nâzım Hikmet Vakfı’nın kuruluşunda ve bugünlere gelmesinde en büyük paylardan biri onundu. Belgeseller çekmek istediğinde ülkesinin tarihine, kültürel varlığına sahip çıkan işlere girişti.
Mustafa Kemal Atatürk ve Nâzım Hikmet, her şeyden üstün tuttuğu iki yol göstericisiydi.
Bizler, onu tanıma ve birlikte çalışma şansına sahip olan arkadaşları, onun kişiliğinde hep doğruluğun, dürüstlüğün, hayat karşısında onurlu duruşun örneklerini izledik; hayatın neşesini, coşkusunu birlikte yaşamanın tadıyla büyülendik.
Tarık Akan, büyük sanatçı özelliklerini iyi bir insan olma özelliğiyle de birleştirebilmiş, bulunmaz güzellikte bir kişilikti. Onu bugün olduğu gibi nice yıllar boyunca, ülkemiz güzel günlere kavuştuğunda da yine hep birlikte anacak, yaşatacağız.
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu