Nâzım Hikmet’in Yurttaşlıktan Çıkarılma Kararının Kaldırılmasına İlişkin Açıklama
“Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay’ın girişimi sonucunda, Başbakan Sayın Bülent Ecevit’in imzalayarak Bakanlar Kurulu gündemine getirdiği Nâzım Hikmet’in yurttaşlıktan çıkarılma kararının kaldırılmasına ilişkin kararnamenin, bazı bakanlar tarafından imzalanmadığı haberleri basında yer aldı.
Yine basında, kararnamenin Nâzım Hikmet’e “iade-i itibarı” biçiminde yansıdığı görüldü.
Nâzım Hikmet’in 1951 yılında yurttaşlıktan çıkarılması politik bir karardı ve hukuka aykırıydı.
Nâzım Hikmet yalnızca düşünceleri ve yapıtlarının gücü ve etkisi nedeniyle düzmece yargılamalarla yaşamının 17 yılını cezaevlerinde geçirdi. Daha sonra da ülkesinden ayrılmak zorunda bırakıldı. Ama onu en çok yaralayan yurttaşlıktan çıkarılması oldu.
Nâzım Hikmet bu karara tepkisini şöyle dile getirdi: “…Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından, hey gidi dünya, çıkarılmışım. Beni Türklükten, halkımın evladı olmaktan, milletime ölümsüz bağlı bulunmaktan kimse, hiçbir kuvvet çıkaramaz, ayıramaz…”
Nâzım Hikmet bu ülke insanlarının gönlünde yüce bir yeri olan; Türkçe düşünen, Türkçe konuşan ve yaşamının her döneminde yalnızca Türkçe yazan bir büyük vatanseverdir.
O Türk dilinin, Türkçenin şairidir. O halkının şairidir. Ve bundan hiçbir zaman ödün vermemiştir. Yaşamı pahasına, yurttaşlığı pahasına!..
Nâzım Hikmet bu ülkenin, bu halkın en itibarlı yurttaşlarındandır. Övünç kaynağıdır. Tüm dünya onu Türk şairi olarak bilir. Türkiye’yi de Nâzım Hikmet’in ülkesi olarak tanır.
Onun yurttaşlığı ile ona itibarının iade edileceğini düşünenler yanılmaktadır. Onun iade-i itibara gereksinimi yoktur. Ama bu ülkenin, bu ülke insanlarının, hepimizin Nâzım Hikmet’e gereksinimi vardır. Ülkemizin geçmişteki anti-demokratik uygulamalara son vermesine, ayıplarını gidermesine gereksinimi vardır.
Nâzım Hikmet’in yurttaşlıktan çıkarılması kararının kaldırılması çabaları, Türkiye’nin geçmişindeki anti-demokratik, hukuk dışı uygulamalarının düzeltilmesi girişimidir.
Dünyanın değişen koşulları, tüm ülkeleri egemen siyasal iktidarların niteliğine bakmaksızın demokratikleştirmeye zorlamaktadır. Türkiye’de bu koşulların dışında değildir.
Er ya da geç Nâzım Hikmet ile ilgili bu utanç verici karar kaldırılacak ve Türkiye bu ayıptan kurtulacaktır.
10/02/2001
Kıymet Coşkun / Genel Sekreter